Türkiye Ormancılar Derneği

 ekoturizmgrubu

        

 

 

ana sayfa 

 

TODEG

TÜRKİYE ORMANCILAR DERNEĞİ EKOTURİZM GRUBU

İĞNEADA SUBASAR ORMANLARINA İLİŞKİN GENEL BİLGİ

   İğneada, 948 haneli, kışın ortalama 2.300 (2007), yazın 10.000’i bulan nüfusuyla Karadeniz kıyısında Bulgaristan sınırında güzel bir beldedir. İğneadalıların temel geçim kaynakları olarak ormanda kesim işçiliği, balıkçılık, hayvancılık, saz kesimi, arıcılık ve yazın turizm sayılabilir.

   İğneada, Türkiye’nin Trakya Bölgesinde, Yıldız Dağlarının Karadeniz ile buluştuğu sahil kesiminde 5000 ha.lık bir alana yayılmaktadır. Karadeniz sahili boyunca Yıldız (Istranca) Dağlarından bu bölgede Karadeniz’e doğru akan dereler, denize ulaşmadan İğneada’ da göllerde ve bu göllerin bataklık alanlarında son bulur. Erikli, Mert ve Saka Göllerinin önlerindeki kumul engeli nedeniyle denizle bağlantıları kesilen göl ve bataklıklar, ilkbaharda fazla gelen sularla şişerek geriye doğru taşar ve düz araziyi kaplarlar. Bu taşkın alanlar, subasar (Longoz) alanlarını ve birbirinden farklı deniz, göl ve orman ekosistemlerini oluştururlar. Her mevsimde taban suyu düzeyi oldukça yüksek, organik madde bakımından zengin olan bu asidik topraklar, üzerinde gelişen ormanları tropikal ormanlara benzer bir biçimde süsleyerek, alanın biyolojik zenginliğini arttırmaktadır. Ülkemizde ve dünyada az sayıda bulunan bu tür ekosistemler oldukça hassas olup kolaylıkla bozulabilirler. Subasar Ormanları’nın taban suyu düzeyi düştüğünde gerçek özelliklerini kaybederek yok olacaklardır.

   Zengin Biyolojik çeşitliliği, birbiriyle doğrudan ilişkili ve farklı yaşam alanları ile İğneada, ülkemizin de içinde bulunduğu ılıman kuşakta eşsiz bir konuma sahiptir. Bölge tatlı ve tuzlu su gölleri, kıyı kumulları, tatlı ve hafif tuzlu bataklıkları, subasar ormanları, yaprak döken meşe, kayın, gürgen, dişbudak, kızılağaç gibi karışık ağaç türlerinden oluşan orman tiplerinin hepsini barındırmaktadır. Bölgede birbirinden bağımsız üç subasar ormanı ve 5 adet göl bulunmaktadır.

                    

    İğneada önemli kuş göç yolları üzerinde ve değişik bitki, hayvan türlerine yaşam alanı oluşturmasıyla yüksek biyolojik çeşitlilik değerleri içermektedir. Alan ayrıca Avrupa kıtasında ender özellik gösteren kritik ekosistem ve sıcak nokta (hot spot) oluşu ve tüm dünyada tehlike altında bulunması gibi nedenlerle gerek Avrupa kıstası gerekse dünya mirasını koruma açısından uluslararası öneme sahiptir.

   Türkiye kuş varlığını oluşturan 454 kuş türünden yarıya yakını  (200’den fazla tür) yıl içerisinde İğneada’da görülebilmektedir. Avrupa Kırmızı Liste (E.R.L. = IUCN) ölçütlerine göre nesli tehlike altında olan ve / veya tehlike altına girebilecek statüdeki; Cüce Karabatak, Akkuyruklu Kartal ve Küçük Kerkenez İğneada’ nın sağlıklı ekosistemini temsil eden 3 gösterge kuş türüdür. Bunun yanı sıra ülkemizde yalnızca Kuzey Trakya’da görülen Küçük Yeşil Ağaçkakan İğneada’da öne çıkan önemli bir kuş türüdür.

   Alan, özellikle bazı su kuşları (balıkçıllar, kazlar, ördekler, su tavukları ve yağmurcunlar) ve yırtıcılar (kartallar, şahinler, doğanlar ve deliceler) için önemli bir üreme alanıdır. Ayrıca çok sayıda önemli su kuşu, yırtıcılar ve özellikle leylekler (ak ve karaleylek) için sonbahar göçünde önemli bir geçiş yoludur.

         

   Bern Sözleşmesi ölçütlerine göre alanda konaklayan veya yaşamını sürdüren 184 kuş türü (2007) tehlike altında sınıfında olup koruma altına alınması gereken türlerdendir. Yapılan gözlem ve kayıtlara göre İğneada’yı temsil eden toplam 9 gösterge kuş türü ve 13 izlenmesi gereken kuş türü bulunmaktadır.

   İğneada’ daki memeli tür çeşitliliği yüksektir. Tüm Türkiye’deki memeli türlerinin %57’si İğneada yöresindeki zengin yaşam alanlarında görülebilmektedir.

   Bölgedeki dere ve göllerde yaşayan 8 balık türü Bern listesinde -Korunması gereken türler (PFS)- sınıfındadır. Bunlar; Dere Hamsisi,  Deniz İğdesi, Tatlısu Kaya Balığı, Kurt Balığı, Noktalı İnci Balığı, Acı Balık, Taş Yiyen Balık ve Kababurun Balığı’dır. En fazla balık türünün Erikli ve Mert göllerinde bulunduğu İğneada’da, ekonomik öneme sahip balıklardan Sazan, Tatlısu Kefali, Kızılkanat, Gümüş Balığı, Akbalık veya Kurtbalığı ve Has Kefal görülmektedir.

   İğneada, Trakya genelindeki iki yaşamlı ve sürüngen sayısının yarıdan fazlasını barındırır. Bunun sebebi bölgedeki sulak alanların, zengin bitki örtüsü ve böcekleriyle birlikte, iki yaşamlı ve sürüngen türleri açısından besin değeri yüksek, çekici bir yaşam ortamı oluşturmasıdır.

   Bern Sözleşmesine göre kesinlikle korunması gereken iki yaşamlı türlerden Pürtüklü Semender ve Gece Kurbağası ile sürüngen türlerinden Oluklu Kertenkele, Yeşil Kertenkele ve İnce Kertenkele alanda yaşama ortamı bulabilmektedir. Bunların dışında Yılan ve Kaplumbağa türleri de dâhil 16 tür iki yaşamlı ve sürüngen türü bu bölgede barınır.

   IUCN koruma sınıfında yer alan Büyük Teke Böceği ve Benekli Bakır Kelebeği İğneada’da kendine uygun yaşam ortamı bulmuştur. Bu türlerden Büyük Teke Böceği, orman içindeki ağaçlarda yaşamaktadır.

   Böcek direyi öğelerinden besin zincirinin en üstünde yer alan Yusufçuk (Helikopter böceği) ise İğneada için gösterge türüdür. Sulak alanların civarında yaşayan ve kolayca gözlenebilen bu yaygın tür, bitkiler üzerinde dinlenerek bu bölgede uçar, diğer böcek türleri ile beslenerek böcek popülasyonunun dengelenmesinde önemli rol oynar.

   İğneada bölgesinde 592 adet bitki türü (2007) belirlenmiştir. Centaurea kilaea (Peygamber Çiçeği), Silene sangaria, Crepis macropus bölgedeki endemik bitkilerdendir.

     

   Endemik olmadığı halde gerek ülke gerekse dünya ölçeğinde tehlike altında olan türlerden bazıları; Kum Zambağı, Tavşan Memesi, Göl Soğanı, Kardelen, Peygamber Çiçeği, Su Kestanesi, Ofriz, Dağ Akçaağacı’dır.

   Bölgenin çeşitli parçaları değişik yıllarda koruma statüsü altına alınmıştır. 1978 yılında Sivriler Yaban Hayatı Koruma Alanı, 1987 yılında Saka Gölü Longozu Tabiatı Koruma Alanı (1342 Ha), 1991 yılında Erikli ve Mert Gölleri 2. derece Doğal Sit, Saka Gölü Longozu 1. derece Doğal Sit, Rampana Mezarlıkları ve Tümülüsler 1. derece Arkeolojik Sit ilan edilmiştir.

   İğneada beldesine 6 km uzaklıkta bulunan Limanköy, bu köyde bulunan tarihi deniz fenerinin yanı sıra yöresel yemekleri ile de giderek artan biçimde çekim merkezi olmaktadır.

   İğneada’ da, 1 Ağustos 2000 – 31 Aralık 2007 tarihleri arasında, Küresel Çevre Fonu (GEF)’nun hibe katkısı ile T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı ve Dünya Bankası işbirliğiyle “Biyolojik Çeşitlilik ve Doğal Kaynak Yönetimi Projesi” yürütülmüştür.

   İğneada’ nın 3155 ha’ lık bölümünde 3 Kasım 2007’ de “İğneada Longoz Ormanları Milli Parkı” ilan edilmiştir.

 

                                                                                                                                               Kubilay ÖZYALÇIN

                                                                                                                                              Orman Yüksek Mühendisi