|
|
03-05
HAZİRAN ERFELEK-SİNOP Gezisi
Türkiye’nin en kuzeyine, uzak Karadenize Erfelek-Sinop’a 45 kişilik bir
grupla gittik. Sinop Orman Bölge Müdürlüğünün denize nazır
Misafirhanesinde konaklayıp, Akliman Sahilinden başladık Sinop’u
gezmeye. Hamsilos Fiyordunu, koylarını, Ünlü Sinop Cezaevini, Etnografya
Müzesini, Tarihi Sinop Kalesini gezdikten sonra yarımadanın en yüksek
noktasından Karadeniz’i seyrettik.
İkinci gün Sinop il merkezine 42 km uzaklıkta bulunan, Erfelek İlçesi
Tatlıca Köyü sınırları içerisinde. Aynı vadi de art arda sıralanmış 30'a
yakın irili ufaklı şelalerden oluşan Dar ve 2 km uzunlukta kenarları
ormanlarla kaplı bir vadi içinde bulunan tatlıca şelalerine yaptığımız 2
saatlik yürüyüş oldukça zevkli ve heyecanlı geçen yürüyüşümüzün
ardından, bir kuş gözlem alanı olan Sarıkum Gölü Tabiatı Koruma alnına
gittik, yapılan kumul ağaçlandırmaları hakkında bilgi alıp, Su Basar
Ormanlarından doğru dönüş yoluna koyulduk.
11 HAZİRAN 2005 MEKE GÖLÜ Gezisi
Türkiye'nin tahıl ambarı olarak bilinen Konya'nın Karapınar ilçesi,
16000 hektara uzanan ve 30 yıllık mücadele sonucunda büyük bölümü ormana
çevrilen Türkiye'nin tek çölü olarak çok ilginç jeolojik oluşumlar
barındırmaktadır. Uzun çalışmalar sonucunda şimdi bir ormana dönüşen
Karapınar Ağaçlandırma sahalarını gezip buradaki çalışmaların işleyişi
hakkında katılımcılara geniş bilgi verildi.
Karapınar, volkanik patlamaların yarattığı garip tepeler, göller ve
çukurlarla kaplı olan bir yeryüzü parçasıdır. Bunların en önemlisi,
dünyada bir benzeri bulunmayan Meke krater gölüdür. Meke gölü ve
çevresi, "Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından
1'inci derecede doğal "sit" alanı ilan edilmiştir. Göl, iç içe iki
krater gölünü barındırmaktadır. Sakarmeke, Çamurçun, Yeşilbaş, Angıt,
Kızılbacak, Uzunbacak, Kızkuşu, Kuyruksallayan, Kuyrukkakan ve Delice
Doğan gibi kuş türlerine de ev sahipliği yapmaktadır.
Meke Gölü'nden sonra ziyaret ettiğimiz Acıgöl, 35m derinlikte, en geniş
yeri 1.5 km olan daireye benzer bir yapıdaki patlama kraterinin içine
yerleşmiştir. Yamaçlarında erozyona uğramış ilginç şekillerde volkanik
kayalıklar da yer alan göl Karacadağ'ın eteklerine yerleşmiştir.
23-25 Haziran Küre Dağları Gezisi
Küre Dağlarında dört mevsim ayrı güzellikte. Kışın karla, ilkbaharda
çiçeklerle kaplı. Sonbaharda yeşilin ve sarının tüm tonlarının iç içe
geçtiği ormanlar muhteşem bir tablo haline dönüşüyor. Yaz aylarının
aşırı sıcaklarında ise efil efil esen dağ rüzgarlarıyla serinliyorsunuz.
Ancak milli parkın içinde konaklama olanağı yok. En yakın yerleşim
merkezlerini ve köylerdeki pansiyonları tercih etmeniz gerekiyor. Bizde
ılıca köyündeki bungolowları tercih ettik.
Küre Dağları Milli Parkı ulaşımı zor olduğundan iyi korunabilmiş.
Dünyada ender rastlanan bitki örtüsü ve
ekosistemi ile doğayı koruma açısından dünyaca ünlü önemli bir örnek.
WWF’ye göre de park Avrupa’daki doğal ormanların en güzel ve en yabanıl
örneklerinden biri.
WWF (Dünya Doğayı Koruma Vakfı) tarafından Avrupa’nın öncelikli olarak
korunması gereken orman alanlarından biri olarak belirlenen Küre Dağları
Milli Parkı’nda yer alan 637 bitkiden 33’ünün, 132 memeliden 40’ının,
454 kuş türünden 129 türünün endemik olduğu biliniyor. Bölgede çok
sayıda, kanyon, mağara, dolin ve şelale mevcut. Bunlardan Valla Kanyonu
12 kilometrelik uzunluğu ve 1200 metreyi aşan yüksekliğiyle dünyanın
dördüncü büyük kanyonu.
Biz mi nereleri gezdik, gördük;
Valla Kanyonu: Pınarbaşı İlçesi’nin 26 kilometre kuzeyindeki Muratbaşı
Köyü yakınlarındaki Devrekani Çayı ile Kanlıçay’ın buluştuğu yerde
başlıyor. Kanyonun başlangıç noktasına 1,5 kilometrelik oldukça eğimli
bir patika ile ulaşılıyor. Kanyonun iki tarafındaki kayalık uçurumların
yüksekliği 800-1200 metre arasında. Bu kayalıklar kartal, şahin, akbaba
gibi yırtıcı kuşları barındırıyor. Yerel rehberler ve uygun ekipmanlar
olmadan geçilmesi pek istenmiyor.
Ilgarini Mağarası: Sorkun Yaylası’ndaki Ilgarini Mağarası’nın uzunluğu
858 metre, derinliği 250 metre. Roma ve Bizans döneminde iskan alanı ve
dini amaçlarla kullanılan mağarada, yapı kalıntıları, seramik ve küp
parçaları, su sarnıcı, su kuyusu, ardıç ağacından yapılmış lahitler,
şapel ve fırın kalıntıları var. Pınarbaşı ilçe merkezine uzaklığı 36
kilometre. Ulaşmak için Sümenler Köyü’ne kadar vasıta var. Sorkun
Yaylası’ndan itibaren dik ve kayalık orman içi patika yoldan yaya olarak
1,5- 2 saatlik bir yürüyüşle mağaraya ulaşılabilir. Yoğun ormanda
kaybolmamak için rehber alınması şart.
Ilıca Şelalesi: Pınarbaşı Ilıca Köyü sınırlarındaki şelalede, su 15
metre yüksekten dökülüp doğal bir havuz oluşturuyor. Çok sayıda ağaç ve
bitki ile çevrili olan doğal havuzun bir köşesinde ise küçük bir kumsal
var.
22-24 TEMMUZ 2005 Niğde ALADAĞLAR gezisi
Dergilerde, broşürlerde veya fotoğraflarda gördüğümüz imrenerek
baktığımız, o muhteşem görüntüleriyle herkesi etkileyen devasa
görüntüleri ve karlı mağrur zirveleriyle herkesi etkileyen ülkemizin İç
Anadolu Bölgesi`nin güney doğusunda bulunan ve pek çok insanın da
haritada yerini zor gösterebileceği bir ilimizde Niğde`de bulunan
Aladağlar bizleri etkilemişti. Aslında büyüklüğü nedeniyle sınırları
Niğde`yi de aşıp Kayseri ve hatta Adana`ya kadar uzanan bir sinsile
Aladağlar. Fiziki bir haritaya bakacak olursak Aladağlar`ın Doğu
Toroslar`ın bir uzantisi olduğunu görebiliriz. Doğu Toroslar`a ait en
yüksek zirveler grubunu oluşturan Aladağlar, aralarında 3756 metrelik
Büyük Demirkazık, 3736 metrelik Kaldı ve 3725 metrelik Kızılkaya gibi
önemli zirveleri barındırıyor.
Adana’da çalışan Türkiye Ormancılar Derneği Üyelerinden Fikri Taşçı’nın
daveti üzerine Niğde Aladağlar a doğru koyulduk yola. Kayseri’de Kapuz
Başı Şelale lerinden başlayıp, ver elini Aladağlar. ..
Acıman yaylası nda Dağların kucağına kurduk çadırlarımızı, yıldızların
böylesine parlak, böylesine çok göründüğü başka bir gece olmuş mudur
acaba.....
01-02 EKİM KARABÜK-YENİCE gezisi
Sonbaharın gelişiyle birlikte Türkiye’nin orman denizini görmek amacıyla
çadırlarımızla gittik Yenice’ye.
İlk gün 2000 m yükseklikteki kayın göknar ve sarıçamın karışım
gösterdiği ormanlarla kaplı Keltepe’ye yürüyüş yaptık. Yol boyunca
geçtiğimiz köylerden alışveriş yaptık, sonbaharın güzelliklerini
fotoğrafladık.
Kampımızı şeker kanyonuna yakın bir yere kurduk. Sabah erkenden toplam
uzunluğu 6.5 km. olan Karabük-Yenice Karayolu'nun 3. kilometresinde yer
alan Şeker mevkiinden başlayan kanyonda yeri geldi yürüdük, yeri geldi
yüzerek geçtik. Kanyonun, 2 km.sinden yol geçmek de ve 2. km.sinden
sonra 4.5 km. Kanyoning yapmaya uygun bir alan bulunmakta, bu alanda yer
yer zorlu geçişler ve daralmalar var. Bazı yerlerde yüzmek zorunlu hale
geliyor.
|
|
|