|
|
TÜRKİYE
ORMANCILAR DERNEĞİNİN ÇUBUK KARAGÖL GEZİSİ
Asım KUTLUATA
Türkiye Ormancılar Derneği’nin düzenlediği Doğa ve İnsan gezilerine ilk
defa Beypazarı’na yapılan gezide katıldım. Geziye katılmamda değerli
arkadaşım Selim Kaplan’ın etkisi olmuştu. Karagöl gezisinin yapılacağını
öğrendiğimde eşim ve oğlumla birlikte katılmaya karar verdik. Dernekler
kuruluş amaçları doğrultusunda, kar amacı gütmeden kamu menfaatlerini
savunmak ilkesini benimsemelidirler. 80 yıllık geçmişi olan Ormancılar
Derneği’nin de bu amaca uygun hareket ederek makul ücretlerle bu
gezileri düzenledikleri kanaati oluştu bende. Amatör bir anlayışla
doğayı, ormanı ve çevreyi insana sevdirmek amacıyla gerçekleştirilen bu
aktivitelere zaman ayıran insanları her zaman takdir etmişimdir. Gezi
süresince görevli uzman arkadaşlar bizleri sadece gezdirmiyorlar, tarihi
ve teknik bilgiler vererek yeni şeyler öğrenmemizi sağlıyorlar.
Karagöl gezisini hem doğam ile iç içe güzel, temiz bir ortamda, hem de
bir şeyler öğrenerek zamanın en iyi şekilde değerlendirildiği bir gezi
olarak özetleyebilirim.
Karagöle iki otobüsle hareket ederek Çubuk ovasını gezdiğimizde Ziya
Şeker tarafından Timur ve Yıldırım Beyazıt arasındaki savaşın nasıl
seyrettiği, sonucunun ne olduğu detaylı bir şekilde anlatıldı. 1402
yılında gerçekleştirilen bu savaşın sonuçları hakkında bilgiler verildi.
Timur’un savaştan sonra da uzun süre kaldığı Fetret Devri süresince
bölgeye hakim olduğu, bugün Esenboğa ve Mogan Gölü gibi bazı yörelerin
isimlerinin Timur’un Komutanlarının ismi olduğunu ilk defa öğrendim.
Yaklaşık bir buçuk saat sonra bir krater olan Karagöle vardığımızda
yürüyeceğimiz 6.5-7 km.’lik mesafe hakkında bilgi verildi. Gölün
doğusundan başlayacak yürüyüş 1750 m. Yüksekliğindeki Çamtepeye
ulaştıktan, yaylada öğlen yemeği yenildikten sonra başlangıç noktasına
ulaşılacağı anlatıldı. Geziye katılan 80 kişinin birbirinden kopmaması,
kaybolma riskinin olabileceği, görevli arkadaşların takio edilmesi ve
söylediklerine uyulması gerektiği izah edildi.
Güzergah başlangıcından yaklaşık 2,5 km kadar patika yoldan ormanın
içinde ağaçların gölgesinde serin bir ortamda hareket edildi. İlk
dinlenme yerinde Orman Yüksek Mühendisi Ercan Velioğlu yörenin bitki
örtüsü ve ağaç özellikleri hakkında çok yararlandığım bilgiler verdi.
Ağaçların yaşının nasıl edildiğini uygulamalı olarak gösterdi. İkinci
mola yerinde Hayriye Eren Kündük tarafından orman oluşumları hakkında
bilgi verdi. Orma; ağacı börtü-böceği, hatvanı ile oluşmuş bir dengedir.
Ancak böyle bir oluşuma orman denilebileceği belirtildi. Oluşan
ekosisteme müdahele edilmemesi gerektiği, dengenin bozulması halinde;
havada , suda ve toprakta yaşamı olumsuz yönde etkileyen unsurların
ortaya çıkabileceğini detaylarıyla anlattı. 2,5 kn.’lik patika yol
tamamlandıktan sonra tamamen orman içerisinden gidilerek 1750 metre
yükseklikteki Çamtepe’ye ulaşıldı. Bu tepeden 40-45 derece eğimle
Kışlacık Yaylası’na inildi. Bu tür gezilerin önemli yönlerinden biri de
sosyal boyutudur. Gezi süresince oluşacak dostluklar, İnsanın sosyal
çevresinin gelişmesine, yeni arkadaşlar edinmesine neden olmaktadır. Bu
yokuştan inerken gezi süresince arkadaş olduğum 8 yaşındaki Mert elimden
tutarak inmeme yardımcı oldu. Mert’in bu geziden mutlu olduğunu
düşünüyorum. Yayla rengarenk çiçeklerle süslenmiş geçmişte birçok
kişinin yazları gelerek yaşadığı evleri, ahırları ve ağıllarının taşları
hala ayakta olan düz bir alan, akan buz gibi suyundan içemeye doyamadım
desem yalan olmaz. Bana bir yaşında başlayıp, 18 yaşına kadar her sene,
ondan sonra da zaman zaman gidebildiğim Rize-Fındıklı’daki Salma
Yaylasını hatırlattı ve geçmişe götürdü. Bir dönem üretim ilişkilerinin
değişmesi nedeniyle yaylacılıktan vazgeçilmeye başlanmıştı. Ancak
günümüzde yeniden bu gelenek, kültür ve yaşam biçimi canlanmaya başladı,
en azından Karadeniz’de böyle.
Bu güzergahı yaklaşık 5 saatlik bir zaman diliminde tamamladık. Sonuçta
herkesin mutlu olduğunu, haz duyduğunu ve bir şeyler öğrendiğine
inanıyorum. Geziye katılanlar görevlilerin söylediklerine aynen uydu ve
herhangi bir olumsuzluk yaşanmadı. Kendi adıma söylersem çok güzel bir
gün geçirdim. Dernek yöneticileri ve gezi görevlileri Selim Kaplan,
Ercan Velioğlu, Selim Ahırlı, Hayriye Kündük ve Ziya Şeker’e böyle bir
geziyi düzenledikleri için teşekkür etmek gerekir. Özveri ile amotörce
ve herkesle ilgilenerek gerçekleştirdikleri bu gezilerin devamı olduğunu
bildirdiler. Bu tür çalışmaların zorluklarını bilen birisi olarak
kendilerini kutluyorum. Kamu yararını gözetlemek amacı ile kurulmuş olan
bu tür derneklerin desteklenmesi gerektiğini belirtmek isterim.
|
|
|