|
|
GEZERKEN GÖRMEK VEYA GÖRMEDEN GEZMEK
YUSUF AYDOĞDU
13 EKİM İLKÖĞRETİM OKULU
FEN BİLGİSİ ÖĞRETMENİ
AYDINLIKEVLER (Türk-İş Blokları)
ANKARA
Her eylem gibi gezmek de belli bir amaca yönelik olmalıdır. Ben gezmeyi
ülkemize sahip çıkmak olarak algılıyorum. Bu algılayışta bir öncelik
vardır. Boş yere gezmeyeceksiniz.Gezerken göreceksiniz. Ülkemizde
nelerin olduğu, daha önceden varken şimdi olmayanları,şimdi var olan ama
yok olacağını hissettiklerinizi,bunların nedenlerini, nasıllarını,
niçinlerini düşünürken kafa yorduğunuz, bu çözümlerde kimlerle
birleşebileceğiniz, dayanaklarınız gezinizin temel amaçları içinde
olmalıdır.
Geçen gün Ormancılar Derneği’nin düzenlemiş olduğu Küre Dağları gezisi
bu saydıklarımın hepsini test edeceğiniz bir laboratuvar gibiydi. Geziye
başladığımız andan itibaren ortaya çıkan insan ilişkilerinden, onların
beklentilerinden tutun da, Zümrüt Köyü’ndeki köy evlerinin turizme
açılması girişimine kadar pek çok olgu, ülkemizin içinde bulunduğu
durumla ilgili zengin ipuçlarıyla doluydu.
Ülkemizin bugün karşı karşıya bulunduğu bütün kaynaklarındaki yıkımı acı
ile izlersiniz. Yüzyıllar boyu kullandığımız araçlar, ekip biçtiğimiz
topraklar, gölgesinde dinlendiğimiz ağaçlar, kana kana suyunu içtiğimiz
ırmaklar, nasırlı elleriyle köylüler yıkımdan nasibini almış; köylü,
giysilerini bile görücüye çıkarmıştır adeta. Oysa ki, ülkemiz bu
yıkımdan nasibini almadan da güzellikleriyle yüzyıllar boyu varlığını
sürdürmüştü, yine sürdürebilir; karıncasından, böceğine; yaban
çileğinden, ayranına; köy evlerinden, modern tesislerine kadar doğal
gelişimi içinde ülke zenginliğine zenginlik katabilir.
Her alanda büyük tahribata uğrayan ülkemizin kalan birkaç bölgesi de
yoğun projeksiyon ışıkları altında her tür haşereye açık alanlar haline
dönüştürülmek istenmektedir. Saldırı korkunç, yıkım hızlıdır. Bu nedenle
kesin ifadeler, radikal önlemler ve hızlı davranışlara ihtiyaç vardır.
Ayrıca bir keşfe gerek yoktur. Neleri özlüyorsak, ülkemiz onları
kaybetmiştir. İnsan ilişkilerinden, doğal böğürtlene; içtiğimiz sudan,
tarlasından yorgun dönen gerçek köylüsüne; koruduğu ormanı evladı bilen
ormancısından, bir tek kalemi bile demirbaş listesinde ısrarla arayan
memuruna, ülkeyi ilgilendiren tek bir yasa için ülke çıkarını gözeten
uzun mücadeleleri göze alan yönetim erkine kadar topyekün ulusal bir
seferberliğe ihtiyaç vardır.
Gezerken bunların dayanaklarını gördüm. Halen ülkemizde bir şans olarak
bu dayanaklar mevcuttur. Çünkü henüz modelleri duruyor. Konuştuğumuz
yöre insanı esasen çözümü biliyor. Yönelişleri çaresizlikten. Umutsuzluk
noktası geziye katılan pek çok arkadaşın bu kaygılardan bihaber
olmasıdır.
Gezerken geziyi organize eden arkadaşlardan katılanlara kadar bir ortak
duygu şekillenmesi de gördüm. Esasen ülkemizde insanlar, imece
türkülerine meraklıdır. İmece ise, paylaşmanın temel dayanağıdır.
Yukarıda ifade ettiğim şanslardan biri de budur.
Yine gezide şunu gördüm. Umutsuzluğun kaynağı büyük şehirlerdir.
Anadolu, çözümün ipuçlarıyla doludur. Bazen bir kelebek bile insanı
inanılmaz bir güçle sarsar. İrkilip kendinize gelirsiniz, Gezi süresince
geziyi düzenleyen arkadaşların olağanüstü gayretleri ülkemizin
güzelliğidir.
Gezerken dış hayallerin bölgede dolaştığına tanık oldum. “Kurt ile
yiyip, sahibi ile ağlamak” diye bir deyim vardır. Sürüdeki kayıplar,
kurt ile geri getirilemez. Umut diye Ülkemize dışarıdan gönderilen
çözümler, esasen ülkemizin çıkmazıdır, çözümsüzlüğüdür. Kafalarda
bunların çözüm olarak yer etmesi, gördüğümüz önemli tehlikelerdendir.
Beyinlere işlenen virüstür. Zümrüt Köyü’nde Birleşmiş Milletler’in
katkılarıyla turizm, armut pekmezinin de sonunu getirecektir. Dünyanın
başka ülkelerinde armut pekmezi yoktur. Bizim ülkemizin geleceği armut
pekmezindedir. Dışarıdan hiçbir çözüm “ah keşke” dediğimiz
kaybettiklerimizi geri getirmez. Ülkemiz dışından ülkemizin sorunlarına
çözüm olmayacak dayatmalar, kayıplarımızı hızlandıracaktır. Yıkıma
çözümün çareleri kendi ellerimizdedir. Çünkü yıkım, dış kaynaklıdır.
Çözüm, bu kaynak dışında aranmalıdır.Biz geziden ülkemizin henüz şansı
olduğunu gördük. Ancak…
Gezi boyunca tanıştığım tüm insanlara ve gezinin düzenlenmesinde emeği
geçenlere teşekkürler, kucak dolusu selamlar.Bir dahaki gezide görüşmek
üzere…
|
|
|