|
|
YEDİGÖLLER MUCİZESİ
ÜMİT YETİŞ
26-27/mayıs 2007 yedigöller gezisi katılımcısı.
İnsan, hayatı nasıl algılarsa öyle de yaşarmış.Ben hayatı hep bir
serüven olarak algıladım,öylede yaşamaya çalışıyorum. Yedigöller
gezisine ilk defa katıldım. Ormancılar derneğinin gezisinede ilk defa
katıldım. Aklımda ormancılar derneğinin Kızılay binasının yıkılması ve
tiyatro salonununda beraberinde yıkılıp, yerine yenisinin yapılmaması
nedeniyle açılan imza kampanyasında, attığım imzanın önyargısıylada
ormancılara birazda kırgındım. Sabah koştura koştura yetişdiğim geziye
arabaya adımımı attığım andan itibaren bütün önyargılarım dağılmaya
başladı. Hani hikayede anlatılan Güzel insanların güzel atlara binip
gittiği güzel yerlerden biriydi yedigöller, bir serüvene daha
başlıyorduk ve ne mutluydu.
Serüvende karşınıza ne çıkacağı belli olmaz. Ama benim karşıma, başından
sonuna değin ne bir kötü olay nede hani sorundu dediğimiz türden bir
aksilik çıkmadı. Aksine; sanki yüce bir el değmişcesine her şey
zamanında, sorunsuz ve mükemmeldi.hani eleştirilse bundan başka
eleştirebileceğiniz birşey bulamazdınız.Tam acıkıyorsunuz, yemek hazır
diyorlar, ya bi çay olsaydı derken, buyrun çaylar. Hadi tura başlasak
diyorsunuz, üstadın naif sesi arkadaşlar toplanalım başlıyoruz turumuza'
yağmur bile dönüşte biz arabaya bindikten sonra başladı.Neresinden
bakarsanız sıkıcı(!) bir durumdu. Tam bunun neresi serüven diye
sorgularken asıl serüvenin doğanın kusursuz dengesinde,yok artık bu
kadarda olamaz dedirten, yaşanmasa inanılmaz zannedeceğiniz
manzarasında, baktığınız her yerdeki yaşam diyalektiğinde, herşeyin
organik olarak birbirine bağlandığı, her şeyin içinde kendi çelişkisini
taşıdığı ve nicel birikimlerin nitel sıçramalar yaratarak sentezlendiği
ve her sentezin aynı yasa gereğince yeniden tezlendiği kesintisiz bir
devrimdi doğada yaşanan.
Gündelik hayatın karmaşasında parçası olduğunu unuttuğunuz ama
karşılaşınca yavaş yavaş hatırlamaya başladığınız üstadın yol gösterici
rehberliğinde sizi kendi elleriyle bütüne dahil ederken saygıyla
toprağına oturup doğanın herhangi bir parçası olmak onurunu, tabiri
caizse göğsünüzde bir madalya gibi taşımak serüven değilde neyi?
Yazının başından beri hep üstat'dan bahsettim kimdi bu üstad ? Hani her
işin bilgesine bir sıfat yüklerler usta,gurme,duayen v.s. Benim
mesleğimde muhasebecilik bu yüzden bizim meslekte kariyer yapmış,
bilgisine itibar edilen muteber kişilere üstad denir.Bende gezinin
başından sonuna kadar asıl
ismi yerine kendisine hep üstad diye hitap ettim. Bu kişi Sayın Sedat Ay
ağabeyimizden başkası değildi. Hani daha görür görmez sebebini
bilmediğiniz bir şekilde birisine kanınız ısınırda sonra yaşadıklarınız
yanılmadığınızı gösterdiğinde bir kere daha içgüdülerinize saygınız
artar ya işte benimkide böyle birşeydi. Şeyleri adıyla çağırmak
gerektiğine inananlardanım(üstadda öyle yapıyordu doğadaki her şeye) bu
yüzden ona üstad dedim. Öyle de kalacak benim için. Ama asıl vurgulamak
istediğim üstadın mesleki bilgisinden ziyade, hayatında ustası olduğuna
beni inandırmasıydı. Kendisi bunun için özel bir çaba sarfetmedi,
benimle özel olarakda ilgilenmedi bende herkes gibiydim onun için ama
her şeyi, her davranışı ,asla kibirden kaynaklanmayan bir tevazuu ile
karşılayan biri bu sıfatı hakediyordu ve bende şeyleri adıyla çağırmak
adına (her ne kadar muhasebeci olmasada hayatın ustası olmak adına) ona
üstad dedim.çok övdüm beni bağışlasın.
Tabii sadece oda değil Sayın Murat ALAN değerli bilgilerini ve emeğini
paylaştı bizimle sevgili Kaptanımız ismi yanılmıyorsam İsmail'di. Ve
Sevgili ahçımız ve isimlerini bilmediğim sevgili ormancılar çok özverili
bir şekilde çalışarak bize hayatı çok kolaylaştırdılar kendilerine
minnettarım.
Tabii bahsetmedem geçemeyeceğim yol arkadaşlarım güzel sesiyle hepimizi
büyüleyen Semrah, geziye katılmamıza neden olan Avukat arkadaşımız
Aynur, Grubumuzun gençleri Ahmet, Anıl, Özlem ve isimlerini şimdi
hatırlayamadığım diğer yol arkadaşlarım hepsine minnettarım.
Tabii hayatımın çok büyük kısmında hep yanımda olan arkadaşım yoldaşım,
meslektaşım, sırdaşım, ortağım ustam Hülya’ya sayesinde katıldığım bu
gezide de yaptığı her şey için minnettarım.
Son söz olarak; selam olsun bütün katılanlara,
Selam olsun yurdumun bütün dağlarına,
Kırlarına
Taşına
Toprağına.
Ormandaki Kurda
Kuşa
Cerenlere SELAM OLSUN !!!!
|
|
|